Vuslat
Administrator
- Katılım
- 5 Eki 2021
- Mesajlar
- 8,518
- Tepkime puanı
- 3,463
Beşiktaş'ın uzaklarda aradığı belki de yanı başında duruyordur
Önder Karaveli'nin dün akşamki varlığı kuşkusuz geçiciydi, ama Beşiktaş’ta kalıcı olması gereken ne varsa onda toplanmış gibiydi.
Çok uzun süren kötü gidişatın bir türlü sona ermemesi dolayısıyla Sergen Yalçın ile yolların ayrılmasının ardından Kayserispor maçı Beşiktaşlı oyuncular için bir tepki göstermek ve beyaz bir sayfa açmak adına iyi bir fırsattı. Ama gerek maç öncesinde, gerekse maç içinde skor olarak geriye düşülen dakikalarda Sergen Yalçın’ın adını haykıran taraftarlar buna pek istekli değil gibiydi.
Kenarda ise geçici olarak Beşiktaş’ın 19 yaş altı takımının teknik direktörü Önder Karaveli vardı. Dünyaya gözlerini Beşiktaş’ta açan, 10 yaşında Beşiktaş Kulübü’nün kapısından içeri giren ve hep bugünü hayâl eden bir adam. Çok sevdiği kulübünün en kötü zamanlarından birinde olması, ona hayatının en mutlu gününün kapısını açmıştı. Çünkü hayat karşıtlıklardan oluşur. Ve futbola fena hâlde benzer.
Türkiye’de futbol antrenörleri hakkında en sık duyulan eleştiri, oyun hakkındaki bilgilerinin yeterli düzeyde ve güncellikte olmadığıdır. Bana göreyse Türkiye’deki futbol antrenörlerinin ve dahası futbolun içinden gelen büyük çoğunluğun başlıca sorunu kendilerini iyi ifade edememeleridir. Buna ülkenin en iyi antrenörleri de dâhil.
Karaveli ise henüz maç önü konuşmasında gösterdiği belâgatıyla meslektaşlarından ayrı bir yerde durduğunu belli etti. Sözlerine Sergen Yalçın’a emekleri ve kazandırdığı iki kupa için teşekkür ederek başlayan Karaveli, ardından Yalçın ile birlikte kendisini de yetiştiren Hamdi Serpil Tüzün’e duyduğu minnetten bahsetti. O an, dün akşama kadar onu tanımayan herkes karşısında özel bir insanın olduğunu anladı.
Nitekim maç öncesinde insanların üzerinde bıraktığı olumlu izlenimi maç boyunca da korumayı başardı. Dikkati oyundan bir an olsun bile uzaklaşmadı. Senaryosu gereği son derece gergin bir akşam olmasına rağmen hakemle ya da oyun dışında kalan herhangi bir unsurla hiç ilgilenmedi.
Belki de bu sayede oyunu çok iyi okudu ve yaptığı değişikliklerin hepsi maça doğrudan etki etti. Sergen Yalçın, geçtiğimiz hafta oyuna sonradan aldığı hiçbir oyuncusunun takıma katkı sağlayamamasından şikâyet ederken, dün akşam ise Oğuzhan Özyakup ve Güven Yalçın maçın seyrini ve sonucunu değiştirdiler.
Atiba Hutchinson’ın yerine oyuna giren Oğuzhan, topun geriden daha iyi çıkmasını sağlarken; Cyle Larin’in yerini alan Güven Yalçın ise Larin’in bir türlü beceremediği sırtı dönük oyunu sayesinde hatlar arasında Oğuzhan’ın paslarıyla buluşmayı başardı. Bu aynı zamanda tıpkı Larin gibi bağlantı oyununda etkisiz olan Michy Batshuayi’yi de rahatlattı. Yanında duvar olabilen bir oyuncunun olması onun rakip kaleye yüzünü dönebilmesini sağladı.
Sezon başından bu yana bir türlü birbirini tamamlayan parçaların bulunamadığı Beşiktaş’ta dün akşam 74. dakikadan sonra yakalanan bu uyum, sahada pozitif bir patlamaya neden oldu ve on iki dakika içinde üç gol geldi. Hem de son derece organize hücumların neticesinde.
Altı hafta sonra gelen galibiyet ise yeni bir dönemin eşiğindeki Beşiktaş’ın biraz nefes almasını sağladı.
Beşiktaş yönetimi, büyük ihtimalle birkaç gün içinde yeni teknik direktörünü belirleyecek. Ya ikinci başkan Adnan Dalgakıran’ın verdiği demeçte olduğu gibi genç, başarıya aç ve bilimsel yöntemlerle çalışan bir antrenörle anlaşılacak ve kulüp yeni bir yola girmeye çalışacak. Ya da bundan öncekilere benzer, daha temkinli bir tercihte bulunulacak ve çok fazla şey değiştirilmeden yola devam edilecek.
Elbette burada aslolan kulübün stratejisi. Beşiktaş bugüne kadar bunu belirleyemediği için hep iki ileriye bir geriye gitti. Ekonomik olarak batık vaziyette olunsa da, sportif başarı konusunda büyük bir sorun görünmüyor. Son altı sezonun üçünde lig şampiyonu Beşiktaş. Öyle ki, aynı ortalamaya Premier Lig’de Manchester City sahip. Esas sorun ise sürekliliği olan bir başarı modelinin bulunamaması. Bu da kulübün hangi şekilde inkişaf edeceğinin kararının bir türlü verilememesinden kaynaklanıyor.
Dün akşam ise Beşiktaş’ın kendi yolunu bulabilmesi adına verimli bir akşamdı. Üç özkaynak oyuncusu birden sahadaydı; Ersin Destanoğlu ve Rıdvan Yılmaz’a savunmanın göbeğinde Serdar Saatçı da eşlik etti. Üstelik önceki maçlarda olduğu gibi zorunluluktan değil, tercih edildiği için. Onlara iki geleceği parlak gurbetçi oyuncu Can Bozdoğan ve Güven Yalçın da eklendi. Hepsi bu takımın asli parçaları olmaları gerektiğini gösterdiler.
Ve saha kenarında yine özkaynak çıkışlı, her şeyiyle Beşiktaş’ı mükemmel bir şekilde temsil eden bir antrenör vardı. Maç sonunda da maç boyunca sahada gördüklerini berrak bir zihin ve dupduru bir dille tahlil etti.
Bazen uzaklarda aradığınız şey aslında yanı başınızda duruyordur. Beşiktaş için de Önder Karaveli öyle olabilir. Dün akşamki varlığı kuşkusuz geçiciydi, ama Beşiktaş’ta kalıcı olması gereken ne varsa onda toplanmış gibiydi