Vuslat
Administrator
- Katılım
- 5 Eki 2021
- Mesajlar
- 8,518
- Tepkime puanı
- 3,463
- TÜRKİYE
- BURAK YILMAZ
- LETONYA
- LETONYA - TÜRKİYE
- DÜNYA KUPASI AVRUPA ELEMELERİ
A Milli Takım, Letonya karşısındaki şanssızlığını "tanıdık" olduğumuz bir duyguyla kırdı.
Letonya, kendi yarı alanında çok iyi kapanan bir takım. Neredeyse savunmalarının arkasına top geçirmek imkansız olabiliyor ve onlar, rakip takımı genelde kanatlara yönlendirip orta açmalarını sağlıyorlar. Böylece, uzun boylu defans oyuncularıyla topu karşılayıp hızlı bir şekilde atağa çıkıyorlar. Letonya’nın, maçın başındaki belki de tek oyun planı buydu. Peki A Milli Takım, herkes tarafından bilinen bu plan karşısında ne yaptı?
Türkiye, maça son derece kontrollü başladı çünkü coşkulu başlangıçların milli takım adına işe yaradığını görmek pek de mümkün değil. İlk dakikalarda, iki takım da birbirlerini süzmeye çalıştı ve özellikle Letonya cephesi daha sert ve kapalı göründü. Kanatlardan etkili olmaya çalışan Letonya takımında eksik olan şey belki de futbolun temel taşlarından birisi olan yetenekti. Fiziksel olarak güçlü fakat kabiliyet olarak eksik oldukları çok açıktı.
Teknik açıdan iyi olmayan fakat hava toplarındaki becerilerine güvenen Letonya takımı, uzaktan şutlar ve köşe vuruşlarında etkili olmaya çalıştı. Letonya savunmasını aşmakta zorlanan milli takım, kanatlardan orta denedi ancak Kerem ve Burak’ın topu kontrol etmekte zorlandığını gördük. Bir anda attıkları uzun toplarla tehlike oluşturmaya çalışan Letonya, yarı alanımızda çok hızlı bir şekilde çoğalmayı başardı. En çok istedikleri şey olan duran topları kazanmak için uğraştılar ve istediklerini de aldılar.
Editörün Seçtikleri
Letonya ilk 15 dakikada 4 korner kullandı
Caner ve Cengiz’le sağ ve sol kanattan orta deneyen milli takım, katı olan Letonya savunmasını bu şekilde geçebileceğini düşündü ancak ceza sahasına gelen ortalara oyuncularımız dokunamadı bile. Letonyalılar uzun oynadı ve Uldrikis genellikle oyuncularımızın arasında topları indirip kanatlara açtı. Letonya, ilk 15 dakika içerisinde 4 kez korner kullanırken biz ise maçın 17. dakikasında ilk köşe vuruşumuzu kullandık.
Milli takım dönen topları neredeyse hiç alamadı ve orta sahadaki eksiklik çok net olarak göründü. Oyunu, bütünüyle kontrol edebilen bir oyuncunun yokluğunu yaşadık ve topu kendi yarı alanımızdan çıkarırken sürekli kanatlara yöneldik.
Ancak özellikle 20. dakikadan sonra becerikli oyuncularımızın biraz daha fazla inisiyatif almasıyla rakip kaleye gidebildik. Risk alan, çalım atmaya çalışan ve adam eksilten oyuncularımız Letonya’nın bu anlamda zaafı olduğunu ortaya çıkardı ki zaten bunu anlamak için Letonya’ya karşı oynadığımız ilk maçı izlemek yeterliydi.
Milli takım dönen topları neredeyse hiç alamadı ve orta sahadaki eksiklik çok net olarak göründü. Oyunu, bütünüyle kontrol edebilen bir oyuncunun yokluğunu yaşadık ve topu kendi yarı alanımızdan çıkarırken sürekli kanatlara yöneldik.
Ancak özellikle 20. dakikadan sonra becerikli oyuncularımızın biraz daha fazla inisiyatif almasıyla rakip kaleye gidebildik. Risk alan, çalım atmaya çalışan ve adam eksilten oyuncularımız Letonya’nın bu anlamda zaafı olduğunu ortaya çıkardı ki zaten bunu anlamak için Letonya’ya karşı oynadığımız ilk maçı izlemek yeterliydi.
Kendi kalelerine gol atma ihtimalileri bizim gol bulmamızdan fazlaydı
Hakan araya toplar attı, Cengiz hareketlendi, Kerem şut denedi ve Letonya’nın yenilmez bir takım olmadığını bir kez daha anladık. Denedik ve gördük. Aslında, bütün mesele biraz daha risk alabilmekti. Onlar kapandı, biz orta denedik. Onlar karşıladı biz yine orta denedik. Sanki başka çaremiz yokmuş gibi orta açmaya devam ettik ta ki Cengiz’in şutuna kadar... Üst üste duran top şansları yakaladık ama Letonya’nın da bizden istediği şeyler bunlardı. Onların, kornerlerde kendi kalelerine gol atma ihtimali bizimkinden fazlaydı.
25. dakikadan sonra Berat’ın orta sahada biraz hareketlenmesi, Hakan ve Cengiz’e yaradı. Berat top kapmaya başlayınca, Cengiz bir anda Letonya yarı alanında etkili oldu ve duran top şansları yakalamaya başladık.
25. dakikadan sonra Berat’ın orta sahada biraz hareketlenmesi, Hakan ve Cengiz’e yaradı. Berat top kapmaya başlayınca, Cengiz bir anda Letonya yarı alanında etkili oldu ve duran top şansları yakalamaya başladık.
Burak yerine; Halil Dervişoğlu veya Serdar Dursun başlamalıydı
Sadece kontra ataklara ve Cengiz'in ayağına bakan bir yapı vardı. Kenarlarda Cengiz ve Kerem gibi iki tane forvet karakterli oyuncu varken Burak yerine Serdar Dursun veya Halil Dervişoğlu gibi bağlantı oyununda kuvvetli isimlerle başlamak, özellikle Letonya gibi derinde savuma yapan bir rakibe karşı daha iyi olabilirdi.
Türkiye, rakip alanda hızlı pas yapamayınca Letonya’nın dengesini bozamadık. Çıkarken kaybettiğimiz toplardan iyi yararlanan Letonya, özellikle Gutkovskis ve Uldrikis’i etkili kullandı. Letonya, Türkiye yarı sahasında çok çabuk çoğaldı ve özellikle ilk yarının sonlarında baskısını artırdı. Köşe vuruşları ve serbest vuruş şansları bulan Letonyalılar, hava toplarında zafiyeti olan milli takımımızı nereden zorlayacaklarını iyi biliyorlardı.
İkinci yarıya golle başlamak isteyen Türkiye rakip yarı alanda çoğalmak istedi ancak savunma arkasında büyük boşluklar verdi. Letonyalılar, uzun toplarla Gutkovskis’i buldu ve bir anda pozisyona girdiler. Bu alandaki zaafımız ikinci yarının başlarında daha net göründü.
Devreden sonraki ilk 15 dakikada Berat savunma ile hücum arasındaki bağlantıyı sağlayamadı. Hakan, top almak için savunmaya yaklaştı. Orkun ise bu dakikalarda kayıptı. Letonya kalemize yine çok rahat geldi. Orkun, Hakan Berat üçlüsü milli takımımızı savunmadan çıkarmakta zorlandı.
Milli takım baskıyı artırmak istediği sıralarda savunmada yine boşluklar verdi. Mücadelenin 70. dakikasında yine ani atakla çıkan Letonyalılar sağ taraftan ortayı yaptılar ve Merih topu kendi ağlarına gönderdi. Hiçbir şey üretemediğimiz oyunda, 1-0 geriye düştük.
Türkiye, rakip alanda hızlı pas yapamayınca Letonya’nın dengesini bozamadık. Çıkarken kaybettiğimiz toplardan iyi yararlanan Letonya, özellikle Gutkovskis ve Uldrikis’i etkili kullandı. Letonya, Türkiye yarı sahasında çok çabuk çoğaldı ve özellikle ilk yarının sonlarında baskısını artırdı. Köşe vuruşları ve serbest vuruş şansları bulan Letonyalılar, hava toplarında zafiyeti olan milli takımımızı nereden zorlayacaklarını iyi biliyorlardı.
İkinci yarıya golle başlamak isteyen Türkiye rakip yarı alanda çoğalmak istedi ancak savunma arkasında büyük boşluklar verdi. Letonyalılar, uzun toplarla Gutkovskis’i buldu ve bir anda pozisyona girdiler. Bu alandaki zaafımız ikinci yarının başlarında daha net göründü.
Devreden sonraki ilk 15 dakikada Berat savunma ile hücum arasındaki bağlantıyı sağlayamadı. Hakan, top almak için savunmaya yaklaştı. Orkun ise bu dakikalarda kayıptı. Letonya kalemize yine çok rahat geldi. Orkun, Hakan Berat üçlüsü milli takımımızı savunmadan çıkarmakta zorlandı.
Milli takım baskıyı artırmak istediği sıralarda savunmada yine boşluklar verdi. Mücadelenin 70. dakikasında yine ani atakla çıkan Letonyalılar sağ taraftan ortayı yaptılar ve Merih topu kendi ağlarına gönderdi. Hiçbir şey üretemediğimiz oyunda, 1-0 geriye düştük.
Milli takım forveti 3’ledi ve golü geldi
73. dakikada Kerem’in yerine Halil Dervişoğlu girince, Türkiye sahadaki forvet sayısını 3’e çıkardı. Mücadelenin son 15 dakikasında rakip kaleye baskı kuran Milliler, Serdar Dursun’la 76. dakikada nihayet golü buldu ve karşılaşmaya eşitlik geldi. Letonya, golden sonra sahasından çıkmakta zorlandı ve ikinci topları almayı başardık. Böylece, Letonya’ya karşı ilk kez ciddi bir baskı kurduk.
Mücadelenin son anlarında, Letonya’ya Kiev karambolünü yaşatan Türkiye, son dakikalarda Burak Yılmaz’ın düşürüldüğü pozisyonda penaltı kazandı. Topun başına geçen Burak, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve Türkiye, Letonya’yı son dakikalarda attığı penaltı golüyle yendi. Her şeye rağmen alınan bu galibiyet, milli takım için fitili ateşleyen büyük bir hamle olabilir mi? Şimdi de bunu umut edeceğiz.
Mücadelenin son anlarında, Letonya’ya Kiev karambolünü yaşatan Türkiye, son dakikalarda Burak Yılmaz’ın düşürüldüğü pozisyonda penaltı kazandı. Topun başına geçen Burak, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve Türkiye, Letonya’yı son dakikalarda attığı penaltı golüyle yendi. Her şeye rağmen alınan bu galibiyet, milli takım için fitili ateşleyen büyük bir hamle olabilir mi? Şimdi de bunu umut edeceğiz.
Stefan Kuntz’un gözyaşları
Şu ana kadar daha çok hazırlayıcı bir hoca olarak görev yapan Alman çalıştırıcı, kendisini baskının en fazla hissedildiği ülkelerden birisi olan Türkiye’de buldu. Bu durumdan dolayı memnundu fakat görevinin ne kadar zor olduğunun hepimiz gibi o da farkındaydı. Daha önce Türkiye’de futbol oynamış ve burayı bilen bir hoca olarak başarısız olduğunda ne tür bir tepkiyle karşılaşacağını biliyordu. Hatta, başarılı olsa bile eleştirileceğinin bilincindeydi. O kadar farkındaydı ki bu durumun, maçtan sonra gözyaşlarını tutamadı. Alman bir hocanın sevinç gözyaşları, üzerindeki baskıyı ne kadar fazla hissettiğinin kanıtı olacak.
Türkiye, kötü oynadığı ve pek umut vermeyen bir oyunla kazanmayı başardı. Bu, aslında hepimizin bildiği ve tanıdığı bir geri dönüştü.
Euro 2008’de bu geri dönüşleri tüm dünyaya tanıtan Türkler, acaba yeniden bu havaya mı bürünüyor? Şu an için bu oyun kalitesiyle söylemek zor fakat en azından, bu duygunun geri gelmesi bile büyük bir adım.
Türkiye, kötü oynadığı ve pek umut vermeyen bir oyunla kazanmayı başardı. Bu, aslında hepimizin bildiği ve tanıdığı bir geri dönüştü.
Euro 2008’de bu geri dönüşleri tüm dünyaya tanıtan Türkler, acaba yeniden bu havaya mı bürünüyor? Şu an için bu oyun kalitesiyle söylemek zor fakat en azından, bu duygunun geri gelmesi bile büyük bir adım.